Çok sevenler kulübünden değilsen eğer, rica ederim girme içeri.
Zaten başımıza ne geldiyse, çok sevebilemeyenlerden geldi.
Azla yetinenlerden, zırhsız gezemeyenlerden…
“Önüm arkam sağım solum ebe”cilerden;
“Aldım verdim, ben seni yendim”cilerden geldi…
Başımıza neler geldiyse,
Güven oyununda, gözlerini kapatıp kendini boşluğa bırakamayanlardan geldi…
Gerçi biz bıraktık da ne oldu?
Arkamızda sanırken, bizi tutmayan da onlardan değil miydi?
Bu yüzden rica ederim;
Çok sevemiyorsan, girme kalbimden içeri.
Çünkü ben çok severim; mutsuz ederim seni.
Sen de şimdi Behzat Ç. hayranlığına kapılıp,
“Ne var yani, biz de mutsuz olalım” deme sakın;
Marifet değil, ben çok mutsuz oldum.
Her defasında aynı yerlerde takıldım aşkta.
Geçen senenin sorularına çalışıp da
Hep aynıları çıkmış gibiydi sınavda…
Demek ki ezberim kötü.
Değişemem ben,
Buyum.
Sen de bana,
“Öyleyse ben değişeyim; al beni kulübe” diyorsun.
Yeni nesil promosyonlardan değil ki bu,
Arkadaşını getirene ‘Aşk’ olsun!
Merak ediyorsan,
Kulübe spontane giriyorsun:
Doğunca 3 can veriyorlar herkese;
3 kere ölünce aşktan,
Kulübe hoş geliyorsun
Ve anlıyorsun ki yok yere çok seviyorsun…
İlgili yazılar
